Hatay Tabip Odası 2024-2025 Dönemi Ara Genel Kurulu 26 Nisan 2025 Cumartesi günü Hatay Tabip Odası Salonunda yapıldı.
Genel kurulda ilk olarak divan seçimi yapıldı. Yapılan seçimde divan başkanlığına, Prof.Dr. Tacettin İNANDI, divan üyeliklerine Dr. Gülşen GÜLMEZ PANCAR, Dr. Hasan FAHRACI seçildi.
Saygı duruşunun ve İstiklal Marşı’nın okunması ardından
Açılış konuşması Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar YILMAZ yaptı.
Bugün 6 Şubat depremlerinin üzerinden 810 gün geçti. O günden şimdiye kadar bizi rahatsız eden birçok olay ve açıklama oldu. Bu hafta da sayın sağlık bakanından birkaç açıklama oldu. Öncelikle değineceğim karamsar konulara rağmen umutlu olduğumu söylemek istiyorum.
Bir çoğunuz duymuştur. Bu haftaya sayın sağlık bakanının söylediği sözler damga vurdu. Onu izlerken sanki Levent KIRCA tiyatrosu izliyormuşum gibi geliyor.
Katıldığı TV programında dedi ki: 6 Şubat depreminde dünyaya örnek olduk. DSÖ gelip literatüre geçirmiş durumda. Biz depremde de Covid’de de dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunduk. Her iki zor imtihanı da geçtik.
Sadece merakımdan sormak istiyorum. Bu imtihanda hangi sorular vardı?
Resmi rakamlara göre 6 Şubat depremlerinde 53.537 kişi nerede ve neden hayatını kaybetti?
138.000 kişi neden yaralandı?
6 Şubat’ta Hatay’da yıkılan 6’sı özel 6’sı kamu 12 hastane Papua Yeni Gine’ye ait hastaneler miydi?
Yıkılan, ağır hasar alan 56 Aile Sağlığı Merkezinden hangi bakan sınava girdi? Maliye Bakanı mı?
Yoksa siz imtihanda sadece Kayseri’den mi sorumluydunuz?
Sayın Memişoğlu;
Söylediğiniz sözler rüya aleminde yaşadığınızı gösteriyor. Size birkaç bilgi vereyim. Gireceğiniz sınavlarda kullanırsınız. Biliyor musunuz;
Hatay’da 200.000 insan hala konteynerde yaşıyor.
70 aile hekimi konteyner ASM’de çalışıyor.
75 Aile hekimliği 75 ASÇ kadrosu boş.
100.000 insanın aile hekimi yok.
Hastanelerde servis yatak sayısı, yoğun bakım yatak sayısı yetersiz. Ameliyathaneler yetersiz. Bu yüzden hayatını kaybeden insanlar var.
600.000’den fazla insan şantiye alanında yaşıyor. Kamyonların, iş makinalarının arasında kirli havanın ortasında kişisel koruyucu ekipman olmadan yaşamaya çalışıyor.
Dün Defne Devlet Hastanesinde 225’inci hasta olarak muayene olduğum meslektaşımdan utandım, Türkiye’nin sağlık ortamı adına yerin dibine girdim.
Hatay’da, deprem bölgesinde işler, sizin sayenizde değil size rağmen kısmen de olsa yürüyor.
Biz söz daha sarf etti sayın Memişoğlu;
Eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz, sadece karı-koca oluyorsunuz. Burada da merak ettiğim sorular var.
Hangi ulvi fikirlere göre insanların aile olup olmadığına karar veriyorsunuz?
Diyelim ki karı-kocanın çocuğu vardı ama otelde yandı,
Ya da depremde otel enkazında kaldı,
Veya yenidoğan ünitesinden çıkamadı,
Yolda yürürken bıçaklandı,
İrem ASLAN gibi 8 yaşında menenjitten öldü.
Veyahut Esila AYIK gibi demokratik hakkını kullanırken tutuklandı. O zaman ne oluyor?
Madem çocuklardan açtınız konuyu bu konuda da size birkaç bilgi vereyim.
Ülkemizin içinde bulunduğu siyasal ve sosyoekonomik durum bakınca bir yanda anayasal güvence altındaki seçme ve seçilme, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi en temel haklara yönelik yoğun bir saldırı yaşanırken diğer yanda da çocukların geleceğe umutla bakmalarını engelleyen riskler ve sorunlar çığ gibi büyüyor.
Siyaset alanında hukukun üstünlüğü yok sayıldıkça ekonomik alanda çocuk yoksulluğu derinleşiyor, çocuk işçi sayısı ve çocuk iş cinayetleri artıyor. Geleceksizliğin egemen olduğu sosyolojik yapı çocuklarımızın bugününü ve yarınını kıskaca alıyor.
Yoksulluktan dolayı eğitimden koparak küçük yaşlarda çalışma yaşamına katılan, eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetlerine ücretsiz erişemeyen, yeterli ve sağlıklı beslenemeyen, kötü barınma koşullarında yaşayan, zorla evlendirilen, çocuk yaşta doğuma zorlanan, şiddet, istismar ve ayrımcılığa maruz kalan çocukların sayısı gün geçtikçe artıyor.
Sayın Memişoğlu;
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının 2023 raporuna göre 0-17 yaş arasındaki çocukların yüzde 31’i yoksulluk çekiyor. Yani her 3 çocuktan biri yoksul (2.150.000). Ve bu maalesef azalma yerine her yıl artıyor.
OECD’ye göre de ülkemizde yoksulluk bütün toplum içerisinde en sık çocuklarda görülüyor: Her 100 çocuktan 22’si yoksulluk içinde büyüyor, üstelik 2 milyon çocuk da derin yoksulluğun pençesinde yaşamaya çalışıyor.
Bunlara inanmıyorsanız TÜİK verilerine bakalım onlar ne diyor?
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayımladığı, 15 yaş ve altındaki tüm çocukların durumunu inceleyen “Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu 2024” raporunda okumak istiyorum.
Yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına yeni giysiler alamıyor. Her 10 aileden 1’i, çocuklarının gün içinde taze meyve ve sebze tüketmesini sağlayamıyor. Yaklaşık her 10 aileden 1’i, çocuklarına düzgün iki çift ayakkabı alamıyor. Yaklaşık her 4 aileden 1’i, çocuklarının günde en az bir kez et, tavuk veya balık tüketmesini sağlayacak maddi olanaklardan yoksun. Yaklaşık her 5 aileden 1’i çocuklarının paralı okul gezilerine ve okul etkinliklerine katılmasını sağlayamazken yaklaşık 10 aileden 1’i de çocuklarına evde ders çalışabileceği uygun bir ortam sağlayamıyor.
2024 Hane Halkı İşgücü Araştırmasına göre;
15-17 yaş grubundaki yaklaşık her 4 çocuktan 1’i (%24,9) çalışma yaşamına katılmak zorunda kalıyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Çocuk İş Cinayetleri Raporuna göre;
Okulda olması gereken çocuklar ne yazık ki çalışırken yaşamını yitiriyor. Son 12 yılda en az 742 çocuk, 2002’den bu yana ise en az 978 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Üstelik son 12 yılda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların yaklaşık üçte biri (256 çocuk) 15 yaşından küçüktür.
Değerli arkadaşlarım;
Çocuklarımızın gelecek kaygısı taşımadığı, sömürüye ve istismara uğramadığı aydınlık günlerin umudunu taşıyoruz. Bu umudun ancak ve ancak yurttaşların anayasal haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulan, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılan bir ülkede yeşereceğini biliyoruz.
Depremde kaybettiğimiz 103’ü hekim 53.537 insanımız için,
Deprem sonrası Hatay’da hizmet vermeye devam eden hekimlerin hakları için,
Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan için, Hatay için, Türkiye için,
Esila AYIK için, İrem ASLAN için,
Hak, hukuk, adalet için,
Türkiye’nin geleceği çocuklarımıza sahip çıkmak için,
Çocuk işçiliği, yoksulluğu ve eşitsizliğinin son bulması için,
Laik, bilimsel, nitelikli ve ücretsiz eğitim alabilmeleri için mücadeleye devam edeceğiz.
hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.” dedi.
Daha sonra Yönetim Kurulu Çalışma raporunu sunan Hatay Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nevin ŞAHİN bir yıl boyunca Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
Denetleme Kurulu raporu Hatay Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Vedia Gül DEĞİRMENCİ tarafından paylaşıldı.
Daha sonra gündem gereğince mali rapor tabloları Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Sami REYHAN tarafından sunuldu.
Faaliyet raporu ve tahmini bütçe oy birliği ile kabul edilen genel kurulda dilek ve temenniler katılanlar tarafından dile getirildi.
Konuşmaların ardından ara genel kurul sona erdi.

